sadece star wars diye vizyona girmiş ama sonradan söylemişler galiba aslında başı var diye.

www.imdb.com

burdaki isimlerden yola cıktım

sadece star wars adıyla girdi. V "star wars: empire strikes back", VI da "star wars: return of the jedi" olarak vizyona girdi. afişlere bakarsan anlayabilirsin.

lucas'ın çekim olanakları önce 4. filme yetti. bu yuzden boyle bır sıralama var. o zaman star wars 4 dıye mı cıktı bılmem ama tum hıkaye zaten bılındıgınden 4ün çekildiği biliniyordu.

yukarıdakilerin hiçbiri doğru değil.

tek film olacak düşüncesiyle çekildi star wars. öncesinde sonrasında hiçbir "kitap" yoktu. çok fazla tutmamış bir projenin sinemaya uyarlanmış haliydi.

filmin adı "star wars" idi. ama açılışta geçen yazılar "episode iv" diye başlıyordu. bu sadece ilginçlik olsun diye yapılmıştı, yoksa ilk üç bölüm çekilecek diye bir şey kimsenin aklında yoktu. hatta sonraki iki bölüm (v ve vi) da yoktu. hatta ve hatta, bu filmin tutup tutmayacağından emin olmadıkları için, ilk projenin (32 bölümlük kısa filmler dizisi) sonunu (death star'ın yok olması) tutup ilk filmin sonuna koydular. sonra v ve vi'nın çekileceği anlaşılınca yeni bir death star icat etmeleri gerekti.

son bir trivia bonus: darth vader da ilk filmin orijinal senaryosunda böyle bir adam değildi. giydiği elbise uzay kıyafeti olarak tasarlanmıştı. filmin başında leia'nın içinde bulunduğu gemiye uzayda uçarak gelip giriş yapması planlanmıştı. fakat george lucas kıyafetin karizmasını görünce "bu adam bunu film boyunca üstünden çıkarmasa" diye düşündü ve böylece darth vader efsanesi doğdu.

calendil lucasmış beyler.

oha nerden uyduruyorsunuz 6 kitabı be lucas filmi çekerken ortada kitap bile yoktu. Calendil doğru söylüyor.

calendil'in dediğine katılmakta birlikte lucas der ki ilk filmi gayri ciddi bir şekilde yazdım ama daha sonraları star wars'un gittigi noktayı gorunce daha ozenlı yaptım. hatta sonraki filmlerde V u refere eden bir çok şey sadece " vay be adama bak nasıl yazmıs senaryoyu taa o zamandan demek ki soyleymıs boyleymıs " densın dıye bir çok detay eklenmıs. en azından george lucas oyle anlattıydı fransadaki bi konuşmasında.

istiklalde kostümcüm var

istiklaldeki kostumcum kapandı.

suç ve ceza - dostoyevski

hakan gundayı barı zargana ile üçle. yeraltından notları da oku mutlaka,
gündüz vassaf-cehenneme övgü oku,

bi de bonus olarak vladimir nabokov'un lolita'sını öneriyorum :)

niçe ağladığında - yalom

Hermann Hesse:Siddhartha,Narziss ve Goldmund,Bozkırkurdu
Edgar Allan Poe: boyalı kui
Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi:Amak-ı Hayal

arkadaşlar bana kitap yollarmısnız ? roman okumak istiyorum tavsiye üzerine ?

marquez, yüzyıllık yalnızlık
sabahattin ali, kuyucaklı yusuf
ince memed, yaşar kemal
turan dursun, kulleteyn
lenin, devrimci maceracılık :))
öperim.

@fenerliyim..
hakan gündayın tüm kitaplarını okudum :)
@emiarvi
sahaflara git 5 liraya al güzelinden kitapları, sonra birsürü kütüphane var..
hangi şehirdesin bilmiyorum ama hiç olmadı üniversite kütüphaneleri var 30-35 lira üyelik ücretini veriyorsun, üyelikten çıkarken sana tekrar ödüyorlar verdiğin miktarı..

mutlaka düşünmüşsündürde ben kendi merakımdan soruorum bilgisayardan bağlayıp izleyemiyormusun? olmuyormu?

okul yönetimi o konuda çok sert. yasal izin olmadan izletemiyoruz malesef.

telif hakları ve sinema genel müdürlüğü var, onlar size izin verecekler evet. ekşide yazıyor bilgileri

dvd bluray alsana mudur, makarayı napcan ?

gerçi aklına gelmiştir ama;
dershaneler,
yurtlar,
dernekler,
gibi gibi ,

turizm taşımacılık şirketleri olabilir

bankalar,marketler

dil kursları

organizasyon, produksiyon ve film şirketleri yogun olarak iletişim halinde olurlar genelde.

cebe gelenleri düşününce:

hastaneler, giyim mağazaları, hatta kamu kurumları.

bu arac yetkili saticilari da kullaniyor cok peugeot, citroen vs..x% indirim var bakim ve serviste veya su model araclarda diye yollayip duruyorlar eger bir defa servise gittiysen onlara. bu mimar muhendis odalari da olabilir..bir dolu duyuru yapiyorlar sms ile.

bir de tabi (bkz: tebrikler hediye kol saati kazandınız )

avrupa yakasında okmeydanında bir diş hastanesi var.
iyi diyorlar. estetik konusunda bilgim yok ama her türlü tedaviyi uyguluyorlar.

www.istanbulagizdis.gov.tr

Ogrenci yapamaz yani. Bu mudur? Hep yanlis yaparak mi doktor oluyorlar acaba?

delgado öğrenci yapamaz dediğim nereden çıktı? bu konuda yaşadığım olumsuz bir tecrübe varki ona göre yazmışım.`

Taksim tramvay garinin orda ses isik malzemeleri satan bi yer var. Orda bulabilirsin

Dizi var, film bilmiyorum.

www.imdb.com

dediğiniz filmi anladım sanki.tam olarak elvis'in hayatını anlatmıyordu galiba.bulamadım onu

şöyle bir film var

www.imdb.com

Bu sabah bloomberg tvde cok iyi hazirlanmis bi belgeseli vardi. Biyografiler bolumunde. Tekrari olur yine.

havas var kesin. 13 lira fiyatıda.

kadıköy e giden bi otobus vardı. gece baska yok sanırım.

Gece 00:00'dan sonra Havalimanına inen her uçak için servis düzenlenmektedir.

dıye yazıyor havas'ın ınternet sıtesınde. azcık arastırın pls

Evet yaziyor da emin olmak istedim havas kesin var midir diye. Turkcem var, googledan da haberdarim.

otobüsler de var e bilmemne sabiha gökçen kadiköy arası, 12de var mıdır bilmem..

galata koprusu ustad bar rest.
ara fix menu fiyat al
haber ver banada

Sirvan levent.Metrocitynin karsisinda.Fix menusu vardir.

ıstınye sahılde beledıyeye aıt cok sık bı restoran var, denız manzaralı. dun gıttık, ana yemek+corba+ıcecek' e ıkı kısı olarak 25 verdık. oyle hesaplayınız.

belediye florya tesisleride cok iyi (aynı fiyat) fakat bikac gun once hangisine gideceksen rezervasyon yapman lazım.

> fenerliyim ama feneri delgado
> ra s al ghul

>> arnavutköy ve haliç tesisleri için de geçerli mi bu? bi de ya biz bugün için istiyoduk.. :/

bugün yakalamanız zor ama
grupguru.appspot.com
birsürü iftar fırsatı oluyor izleyin.

bugun için rezervasyon yapmanız zor olabilir. yinede deneyin sansınızı.

güneşten korunmak için krem almayı unutma

vadıye cıkarken terlik giymeyin.

eğer bi kaç gün kalıcıysan yanında şarap götür bikaç şişe.

gelişmek istiyorsan, saçma ve aptal görülmeye karşı serin dur..gibi bir şey

gelişmek istiyorsan, akılsız ve aptal olarak düşünülmeye razı ol.
biraz doğaçlama oldu. birileri düzeltir elbet...

aa yazılmış, arada bir yenilemek gerek elbet;)

late viper'ınki iyi bence.

kıssadan hisse ne demek bu yani?

yani eleştirilere açık ol, aptal olarak düşünülsen bile kendini kısıtlama, kendi yolunda devam et, kendini geliştirmeye açık ol.

eh, yani kendini eksik hissettiğin her an öğrenmeye açıksındır. burda bır ıkıncı kısının senı gordugu halden bahsedılıyor ama, durum bu yanı.

(bkz: stay hungry stay foolish)

www.obarestoran.com

Ama şarap falan yazdım ben oraya ya=)



Lokasyonları şöyle sınırlayaıym ben: Kadıköy sahil şeridi ve Taksim'den Havalimanı'na kadar kalan Eminönü Galata gibi yerler hariç.

Çubuklu-Kanlıca-Beylerbeyi hattı, Taksim/Cihangir, Beşiktaş - Tarabya sahil şeridi dahil.

Merci beaucoup=)

suna'nın yeri

taksim lebi derya richmond
www.lebiderya.com
taksim ceylan otel roof bar...
www.haftasonukacamagi.com
hedef 12 den vurulmuş olunur 150 ye rahat rahat cikarsin.

hisardaki yıldız tesisleri ya da doğatepe ulaşım açısından çok yakın.
taksi parasına kıyarsan nakkaştepe bridge

bi de ortaköy polisevi var, manzarası yemekleri güzel amma devlet mekanı ne de olsa. çok havalı olmayabilir.

bi de (bkz: set balık)

hayır, değilsin.

en uygun şey meyve-sebze (hıyar filan), sindirimi sebebiyle mideyi rahatsız etmeyeceği için yatarken.

bir de, yağlı şeyler tüketince (cips vs.) gece hatrı sayılır bi enerji harcamadığından hep yağ olarak depolanıyor.

kaynak: lise biyolojiden akılda kalanlar sdkljfd

edit: yemek yaparken aklıma geldi: yoğurt! =)

ben uyguluyorum. ılk zamanlar azcık zorlasa da alısırsınız. ornegın kocaman, sulu bır seftalı tatmın ettıgı ıcın ya da bır elma, ya da cok ıstenırse bazen bır soda ıcıne bır lımon sıkılırsa falan, gazlı ıcecek olayını da cozersenız, ve aksam 11 sularında da yataga gıdersenız sorun cozulebılır. bazı geceler kuru meyvelı yogut yıyebılırsınız, şu meyveli müsliler yogurtla cok doyurucu olabılıyor kucuk bır kasede. :)

Akşam yemeğini yanlış saatte yiyorsun.

gün içinde yeterli kaloriyi alırsan hiç acıkmıyorsun. mesela ben uzun süredir akşam 8den sonra bir şey yemem pek istisnalar haricinde. normalde 12ye kadar falan idare ediyor, sonra da yatıyorum. ama gün içinde öğün atlamışsam ya da geçiştirmişsem gecenin bir yarısı mutfakta ne varsa silip süpürüyorum.

yani gün içinde alman gereken kaloriyi alırsan mümkün söylediğin şey.

ailenden ne kadar bağımsız olacağına daha karar verememişsin sanırım.

gerçek şu, ailenden uzak yaşıyorsan ve ekonomik özgürlüğün varsa ailenle aranda bağlardan başka kalan bir şey olmuyor. olması gereken de bu aslında. çocuklarını el bebek gül bebek büyüten aileler, kopma anını kabullenmekte çok zorlanıyor. bu zorlanma, getirilen kısıtlamalar olarak gün ışığına çıkıyor.

ama ya çoktan kabullenmişlerse? sonuçta, artık üniversitede değilsin. o bahsettiğim ekonomik bağımsızlığını eline aldıktan sonra evladımıza artık ne derece müdahale edebiliriz ki sorusunu kendilerine sordular ve cevap verdiler? böyle bir durumda da, kendi kendini kısıtlamış oluyorsun.

2 taraftan da baktık olaya, peki sonuç ne :) sonuç olarak, kendi isteklerinin, çevrendeki her şeyden önemli olduğunu bilmen lazım. onlar senin yahu, yapmak istiyorsun, yapabilecek kapasitedesin. neden bir başkası (başkası, aileyi de kapsıyor evet) seni engelleyebilsin ki? hatta ondan kötüsü neden kendi kendinin önüne geçesin ki?

ek: dediğin şekilde yaşayabiliyorsan, kimsenin sana karışmaya hakkı olmamalı.

kesinlikle istemediğim bir şey fakat örnek vereyim. üzüntü kısmını falan atlarsak, ailenin öldüğünü varsayalım. onlar bunu yapmamı ister miydi vs diyerek hayatını sınırlayacak mısın? yoksa hayatını yaşamaya mı başlayacaksın? bence yalana gerektiği yere kadar devam et. o ayarı sen tutturursun.

25 yasında bı kadınım ben de,aralıksız uc yıldır calısıyorum ben de ve ıstanbulda, aılemden farklı bır ılcede yasıyorum unıversıteden berı. aıle tıplerımız aynı. aynı tecrubeler halıyle bende de var. sızın dagcılık konusu, onlara gore daha cok tehlıkelı sanıyorum. elın adamlarını gecıyorum cunku sehırde de elın adamı cok. zaten baska bır sehırde yasıyorken. bu sebeple tehlıkelı bırseylerın onune gecmeye calısmaları normal, cogu aıle gıbı. bence daha cok baska nasıl konularda onlardan bırseyler saklıyorsun ve yalan soyluyorsun, bunlara bakalım. saklamak ve yalan soylemek arasında bana gore fark var gercı. burdakı ısyankar olmak ısteyıp uzuleceklerınden oturu olamayan tavrın aslında baska konulardan kaynaklanıyor gıbı. cok uzatmayayım.

yalan hep soylenır ama bence daha cok onlar uzulmesın dıye. yanlıs bırsey yapmıyorsun kı? boyle dusun. burdakı yalanın bır agırlıgı olmamalı.

Bence artık resti çekmenin zamanı gelmiş. Aileden beklentin nedir? sana bakmaları mı? Ben de 25 yaşındayım, hala eve bağımlı olduğum için acı çekiyorum. ekonomik bağımsızlığımı kazandığım anda onlarla işim biter. dramatize etmeye gerek yok ama bu bir sorun. soğukkanlı bir şekilde anlatıp aşmak zorundasın. yalan senin iç dengeni bozar. 25 yaşında nerede kimle olacağını kimseye söylemek zorunda değilsin bence.

Ne kadar geç söylerseniz o kadar kötü.
Bence de kazık kadar olmuşken böyle şeyleri gizlemek durumunda kalmanız hoş değil.

Şaşırırlar, üzülürler, kızarlar, küserler belki ama sonradan hepsi geçiyor.

Onlara yalan söylemek istemediğini , istersen yalan söyleyerek onların haberi olmadan bunu yapabileceğini ama artık onlara yalan söyleyerek ya da saklayarak bir şey yapmak istemediğini rahatsız olduğunu anlatırsan dağcılık olayından rahatsız olsalar bile sana/fikirlerine/eylemlerine olan saygıları artar ilerde de başka olaylarda böyle sıkıntıya girmezsin gibi geldi bana en azından zamanında benim için böyle olmuştu.

söylemeniz gerekli bence ama bunu alıştırarak ve hafifleterek anlatmanın bir yolunu bulursanız daha iyi. mesela diyin ki yaz mevsimi çok da tehlikeli bir gezi değil, insanlar tur bile yapıyor, kar bile yok, vs...

yani onlar da biliyor zaten sen yapmak istedikten sonra engel olamayacaklarını. maksat onların da içini rahatlatacak bir şeyler bulmak. aile tipi ne olursa olsun endişelenirler doğal olarak.

Dağcılık konusunda dağcı olarak söyleyebilirim ki yaptığınız aktiviteler konusunda ailenizi ne kadar bilgilendirirseniz sizi o kadar az merak edeceklerdir.
bu konuda eğitim aldığınızı, tecrübeli insanlarla beraber olduğunuzu bildikçe sorun çözülecektir.
ben ilk başladığımda ailem karşı çıkmak yerine eğitimini almam konusunda birşeyler söyledi sadece. kuzenimin ailesi ise tam tersine dağ da bile sürekli arayarak merak ettiklerini bildirmekteydiler, bunun hem bizi hem kendilerini sıkıntıya sokmaktan başka bir yararı olmadığını anlattık. zamanla alıştılar.

kendime sığmam durmam basarrrrrrrrrrrrrr giderimmmmmmmm .

bacımmm Erkek olsan takacak mıydın ?

Kadınım diye özgürce soyluyorsun neden takıyorsun onlar senin yaşında iken senin yada abi ablalarının birbirlerinin sorumluluklarını almamışmıydı daha ne kadar tecrübelencem diye inceden bir giriş yap yalan soyleme !

aslinda zamanla bir ayari tutturuluyor. ne sen her seyini paylasiyorsun ne de onlar kurcaliyor. bir sure sonra herkes yuzmek istedigi sularda yuzuyor. 40 yasima gircem annem (guya) sigara ictigimi bilmiyor. bu olaya takik oldugu icin anlatmadim. normal kizma otesinde ciddi anlamda saplantili sigara icmeye. ama mesela bir yerlere gezmeye gitcek olsam, tehlikeli degil mi oralar vs gibi seyler soyler ama benden pek ciddi bir cevap alamaz. dengelendi zamanla ama bu dengeyi saglamak icin bazen siz, bazen onlar tavizde bulunmali, taviz demiyelim de iste ileri ya da geri adim atan taraflar degisken olmali.
bence anlattiginiz noktada biraz geri adim atma sirasi onlara gelmis, zira tirmanis tamamen sizin kendi ic dunyanizla ilgili, kisisel ve ozel ir mevzu, icsellesmis yani. tatli dille soyleyin bence de. alincaklar, duygu somurusu vs gibi seylere de hazirlikli olun. yolda yurumenin de ayni oranda tehlikeli olmasi, yuruyus rotanizin cok alengirli olmamasi vs gibi bilgiler de verebilirsiniz.
bence de tepkileri zamanla azalacaktir. bazi haklar size verilmiyor, kendinizin almasi gerekiyor, cogu zaman tirnaklarinizla kazarak.

eğer atlasjetten alırsan bileti, bedava servisi var. bir de securedrive var ama o havaştan daha pahalı tabi.

özdoğan pansıyon ve cıvarındakı pansıyonlar, benım tecrube ettıgım kadarıyla cok ucuzlar. gecen sene gecelıgıne 25 tl vermıs ıdım temmuzda. ıyı bır ısletmecısı vardır. barlar sokagında ozdogan pansıyon. sesle ılgılı bır sorunu yok hemen bır cıkmazda kalıyor cunku. oraya bakın, gezın dolasın kesın bulursunuz hosunuza gıdecek bır yer. havas 17 lıraydı gecen sene. atlasjet alın arkadasın dedıgı gıbı ama onlar da su ara cok tuzlu olabılır. rahat bı otobus de tercıh edılır bence 5-6 gunluk bı tatıl soz konusuysa.

kaldığınız sahneleri unutmadan taze taze oradan itibaren izleyin =)
şuraya düz yazı halinde yazdırmayın bize, keyifli keyifli izleyin..

:)) pekı tamam

odada toplanan çoğunluğu çocuklardan oluşan insan topluluğu cüzzamlıların arasından geçerek köyü terk etti.

şerbeti künefeye dökmediyse ayrı ayrıysa künefe kupkuru olacağından bozulmaz.. sende paket sana gelince şerbeti künefede döker bi saat sonra afiyetle yersin.. ama bir saat bekle şerbeti emsin künefe..

bısı olmaz hemen ama yarın hemen ye. cunku ıcındekı peynır bozulabılır.

chopin'inki a song to remember'dı herhalde. klasik müzik bestecisi mi istiyorsun hep? değilse i'm not there var mesela bob dylan için. ray var ray charles'ın.

@tepedeki psychedelic adam
o iki filmi de izledim :) klasik müzik bestecileri -yorumcu da olur- ya da konusu klasik müzik olsa da iyi olur.

Shine

farinelli demek isterim.gercı bu da opera oldu ama, ızlemıs mıydın :)

Şu adamların bir sürü güzel yapımları var :
www.allegrofilms.com

havaalanından kadıköy-sabiha gökçen le kartal köprüsü. evet bu yalnızca ilk kısmı.

yapmanız gereken tek sey sabıha gokcenden e9 a bınıp (sahılden bostancı) kartalda ınmek. bes on dakıka yurursunuz merkez dedıgınız yere

agustos sonu gelecek bırı var. yıne de soyleyeyım dedım

valla aradım taradım bırılerıne de sordum ama kımse cevap vermedı.

alo 170'i arayıp sorsanız? sgk iletişim merkezi.

bi de bize de yazsanız ne oldugunu.

peki, teşekkürler.

Belirtilen günde ve saatte gidilip görüşüldü, sorunun bizden değil eczaneden kaynaklandığı öğrendik. eczane sahibi sahte ilaç kupuru ile eczanesine gelen hastalara sahte kupurlu ilaç verip, aynı ilacı bir çok kez hastaya vermiş gibi göstermekteymiş.

Ayrıca oradaki memur arkadaşlar gerçekten çok anlayışlı ve düzgün insanlardı.Bu tip bir durumda yapılması gereken ne yazıyorsa ona uymakmış.

feriye restoran ?

swissotel-gaja roof

leb-i derya vardı bi zamanlar,

bir de 360 olabilir tabi cubuklu hayal kahvesi de olabilir ne bileyim istanbulda mekan bol

Oba restorant guzel olur. Fotolara bakin internetten.

geçen gün arkadaşım kız arkıyla lacivert diye bir yere gitti. tam ikinci köprünün ayağında anadolu yakasında, bayağı memnundu.

şuradan bakabilirsin,
www.lacivertrestaurant.com

Suada tabi ki :)
Ne tarafa dönsen denize bakıyo. :))

kiz kulesi?

Kandilli Adile Sultan Kasrı içinde Borsa Restoran.
Öyle manzara başka yerde zor.
Yemekler de korkunç..Manzara gibi.

denize değilde bütün istanbula bakmaya ne dersin?

o halde cemile sultan.

boğaziçi üniversitesi petek.

lacivert.

izin vermezler.

salonda fotoğrafçı varsa bırakın dslrı compact makina ile bile çektirmiyorlar.

evet kesinlikle engeller hatta compact makine ile bile ceksen engeller.


ben de denemştim cıkışta özür dilemişti bizde işimizi yapıyoruz kusura bakma falan diye.

düğün salonlarında kameramanım. ben bile çekenleri var gücümle engelliyorum. fotoğrafcı kankam sonuçta.

Ne alaka ya? Sen basip satmayacaksin ya? Onlar iki dakka sonra basip satmak icin cekiyor. Sen adamin kuzenisin, misafirsin. Ben gecen hafta gittim, anlasmali 3 fotografci vardi ve ben de 500d ile cektim kimse de birsey demedi. Ayrica ben de dugunlerde foto cekerim, ama neden cekilin cekneyin diyeyim? Oyle ise normal digital makineyle cekenden farki ne dslr ilec foto ceken misafirin?

gayet gidip çekiyorsunuz yok öyle bir şey. benim kuzenin düğününde salonda rahat 10 ayrı kişi de dslr vardı ki buna hala şaşırırım. orda müşteri konumundasınız üstüne sizin aileniz zaten nereye sokmınıza karışıyorlar?

eheh hepinize tik koydum hak geçmesin diye :)

bana kalsa ben de arıza çıkarırım satmıyorum ya arkadaşım diye fakat kızcağızın bu mutlu gününde tatsızlık çıkarmak istemiyorum.

istersen fotoğrafçıyı bile kovabilirsin düğün sahibi olarak. parasıyla değil mi a.

@radikalherif
istersen fotoğrafçıyı da kovamıyorsun. çünkü düğün salonu işletmesinden ayrı fotoğraf işletmesi. almama hakkın var fakat kovma hakkın yok. sizlere çektirilmemesinin nedeni;

amcam zaten çekiyor, neden para vereyip alayım diye insanların örgütlenmesini engellemek...

ayrıca fotoğrafçıya seni buradan kovuyorum parasıyla değil mi demeyin. dayak yersiniz akrabalarınızın önünde.

dayak yeme kısmıyla ilgili eklemek isterim düğüne gelmiş 500 1000 arası tanıdığı olan birisini dövmek pek öyle kolay bir şey değildir. ayrıca bu tarz bi sebepten kavga falan da çıkmaz zaten uyarmazlar bile. en azından bizi uyaran olmadıydı alayı yarma olduğundan da olabilir.

kartı makineden gecirip bastırıyorsun bileti. kart gerekli.

gişeden görevliden filan alamıyor muyuz? kimlik veya pnr ile?

sorunun en "doğru" cevabı bir telefon kadar yakın: 212 - 444 44 36

misal kabatasa bostancıya falan yakınsan sımdı de bastırırsın bıletı, yolculuga gıderken kartı almak zorunda kalmazsın.

birkaç gün önce şehrin şifreleri programını izliyordum. galata'da bir spor salonuna girdiler. cnn turk'ün internet sitesinden izlenebilir de hangi tarihli, hangi program olduğunu da hatırlamıyorum. gym'in adını da. ama var işte, galata'da var abi böyle bir yer. belki bir fikir olabilir, diye, yazıyorum.

şunu buldum galiba buydu; www.noagym.com

İsmini bilmiyorum salonun ama gençtur un olduğu pasajda bir slaon war

aznavur pasajı'nda var.

(bkz: bilgi havuz) sadece havuz yok. gym ve fitness, hersey var. shuttle var akmnın onunden

var.

bu hakkimi hangi yoldan alabilirim.?yani kime basvurmam gerek.mail mi atmaliyim? subeye mi gitmeliyim? kiminle muhattap olmaliyim?

kesildikten sonra bankayı arayıp biraz uğraşman gerekiyor. iş bankasında böyle mi bilmiyorum ama yapı kredi ve garantide böyle. adamlar kesiyor parayı. arıyorsun ben kartımı iptal ettirmek istiyorum diyorsun. bunlar da aman efendim canım efendim ne gereği var tamam ödemeyin sizden kıymetli mi diyorlar oluyor bitiyor :)

eğer lamneth'in dediğini yaptıktan sonra da sonuç alamazsanız şöyle bir yol var. (bkz: #17508683)

eğer otomatik ödeme talimatı verirsen hesap işletim ücreti vermiyolar. ben öle yaptım.bi faturayı otomatik ödeme yap, hesap ücretin cebinde kalsın. bi de bankayla aramakla uğraşma.

hesaptan kesilenin iade edildiğini pek duymadım. genelde birkaç otomatik ödeme talimatı verildiğinde hesap işletim ücreti almıyorlar.

öğrenciysen öğrenci kimliğin ile başvuruyorsun veriyorlar. yoksa tüketici koruma hakemimi heyetimi öyle bişi var ona başvuruyorsun. alıyorsun.

sımdı baktım ınternet bankacılıgındakı hsbc hesap hareketlerıme, her ay şöyle bişi var:
"xxx nolu hesaptan alınan eks. mas.-3,50TL"
"3,5TL eks. mas. uzerınden alınan %500000BSMV -0,18"
"Hesap ısletım ucretı tahsılatı bılmemkac nolu musteri 5,50TL"

Aysonu aybası yapılan hareket bu. sımdı hesabımı kapattırmak ıstesem ıptal edebılırler mı yanı bu durumu?

saklıkent'e kesinlikle gidin.
edit: ayrıca king pansiyon vardı bir ara, şimdi hala var mıdır bilmiyorum. yaşlı bir çiftti sahipleri, 4 sene önce orada kalmıştım. gayet güzel, hoş, sade bir yerdi.

bir de kelebekler vadisi var gorulmesi gereken

hisarönü'nde bı pansıyonda kalırsanız, dakkabası kalkan servıslerle ölüdenize iner, her sabah kalkan tekne turuna katılır, kelebekler vadısı ve bılımum koylarda sahane bı gun gecırebılırsınız. ben gecen sene gıttım. ıkı kısı ıcın oda basına 30 lıra vermıstım "london motel"e. bı gun oyle gıder.

kokusunda bı enayılık varsa at.

bi şey olmaz ama üstteki arkadaşın da dediği gibi kokusuna bak.

tavuk sote + pilav + cacık + muhallebi

pilav ve fajita

fırın torbada tavuk körili de olur. içine patates falan da koyabilirsin.
domatesli pirinç pilavı.
közlenmiş biber salatası ya da normal bi mevsim salatası.
cacık güzel fikir.

mercımeklı bulgur pılavı yanına salata yapabılırsın. bunun yanına da madem beyaz et olacak gogus tavuk kızartabılırsın. sıcaklarda cok yenmıyor, yemegı abartmamakta yarar var.

mantarlı tavuk sote, domatesli makarna, kola.

oncelikle i-phone diye birsey yok, varsa da cin malidir o. ayrica ne amacla aldigini yazmamissin oyun mu oynayacaksin, sadece alo diyip mesaj mi yazacaksin, internete mi gireceksin vs.

asgari ücretin neredeyse üç kati

yazlışı çok mu önemli bilmiyorum ama apple iphone'u kasdetmiştim. oyun falan oynamıyacağım ama mp3player olarak da kullanmak istiyorum. nete falan girmek istiyorum...

iphone fotoğraf çekemiyor ve ön tarafında kamera yokmuş sanırım. bunlar kötü özellikleri diye duymuştum.

bır kere, ınternet paketı almazsanız iphone kullanmak sacma olur. eh, dagın basında bıle ınternet kullanmak hos oluyor. baglantını laptobuna aktarıp ınternete gırmek de guzel bısı. pek cok acıdan kolaylık saglıyor. herkesın dusuncesı farklı ama iphone var, bı de dıgerlerı.

ben de yeni telefon almak üzereyim. en büyük kıstasım maillerime efendi gibi ulaşıp yönetebilmemdi. külüstür blackberry'm öldü.

iphone mu blackberry mi savaşını iphone kazandı.

insanlara çok basit gelebilir belki ama, uygulamalarından birisi yer-yurt tespit ediyor, kocamda da var iphone ve ben zırt fırt kaybolan (yaya, taksiyle, herhangi bir semtte) bir insanım..o da, bana (ya da taksi şoförüne) uzaktan müdahale edebileceğini gördü--denedik hatta. dengeleri neredeyse kendi başına bu uygulama değiştirdi. mutlaka birilerine komik gelebilir--ama bir gün benle kaybolun bakalım nasıl oluyor. neyse--umarım faydam dokunmuştur.

"biri hata yapsın da hemen ezelim" diye geziyor insanlar resmen, amaç sanki soru cevaplamak değil. sanki neyi kastettiği anlaşılmıyor ya da dünyanın en büyük hatasını yapmış da hemen ukala ukala laf çarpıtmalar, neyse.

iphone'u gördüğüm kadarıyla muadillerinden ayıran çok başarılı olan dokunmatik ekranı. telefonla hemen bütünleşiliyor. önceden kullandığım lg prada'dan sonra iphone'un dokunmatik ekranı müthiş gelmişti bana.

bunun dışında estetik, arayüz çok güzel. piyasada daha iyi özelliklerde pek çok telefon eminim ki vardır ama bunun kullanım rahatlığına erişirler mi bilmem.

hava atmak için alınan bir telefon olduğuna katılmıyorum, ciddi ciddi şu an neredeyse herkesin elinde iphone var, yani hiçbir seçkinliği yok. ama insan kullanırken keyif alıyor, her şey nesnel özellikler ya da kağıt üzerindeki veriler değil kullanırken keyif alınan bir ürün olması çok önemli.

fotoğraf çekiyor ama çok iyi değil. 3mp'lik flaşsız vasat bir kamerası var.

cedilla, haklısın. navigasyon/harita özelliği mükemmel bişi. gideceğin yerı bılmıyorsan muthıs yardımcı.

geçen gün teknosa'ya gittim satıcı kadın (bilmiyorum kendi ürünü olduğundan mıdır) samsung'un yeni çıkardığı ürünün wave sanırım iphone'dan daha ii olduğunu iddia etti. samsungları genel olarak şarjı az giden ve ses çıkışları rezalet olan bir ürün olarak biliyorum ama?

içinde android işletim sistemi bulunduran telefonların markaları neler?? ii modeller hangileri ???

bütçe sıkıntın yoksa hiç düşünme iphone al.

direk HTC al iphone bile altyapisini bunlardan çaldı.

www.htc.com

ben daha yeni android lg gw620 aldım teknosadan. ne derece doğru bilmiyorum ama türkiyede android markete izin verilen tek telefon buymuş dediklerine göre.
onun haricinde turkcellin android samsung kampanyası vardı. orda da gerçekten yazıyordu, android markete trde izin verilmemektedir bu bizimle ilgili değildir vs diye. ama sanırım yine de bi şekilde giriliyor.

bir de türkiyede satılmayan ama gittigidiyor, dogubank vb yerlerde bulunabilecek htc nexus one ve motorola milestone var benim bunu almadan önce almaya karar verdiğim telefonlar olarak.

ben riske atmak istemedim, gittim teknosadan garantili marantili, turkcelle de bel bağlamadan bunu aldım. daha çok yeni ama kullandıgım kadarıyla memnunum.

android market'e kimileri izin veriliyor diyor nette bilen bir arkadaş varsa buraya olayın doğrusu yazarsa sevinirim...

Bahçelievler Ömür Plaza'da en alt katta böyle bir yer mevcut.

(git: 74656)

sız fazla sayıda gomlekten soz edıyorsunuz sanırım ama yıne de bahsedeyım:
cok eskı bır bır amcanın, cok duzgun bır dukkanı var beyoglu kallavi sokakta. ıstıklal caddesı uzerındedır kallavı sokak. tepebasından da gırılır. erkek gomlek dıker hep, cok duzgun calısır. yanlıs hatırlamıyorsam 50 tl gıbı bır fıyata dıkıyor. gecen gun turıst bırı sormustu ıcerı kafasını uzatıp, duymustuk.

kanyon'da scabal diye bir mağaza var, kumaşları, dikimi filan çok kalitelidir ancak biraz tuzludur, gidip kumaş beğenip sıkı pazarlık yapın

En uygunları Beşiktaş'ta sanırım.

net copy center taksim

beşiktaşta tam olarak neresi vardır isim verebilirseniz arayıp sorayım bi kaça yapıyomus

net copy kazıkmış gitmeyin ona. hemen biraz ilerde hedef var orası fiyat perf. açısından daha iyi tavsiye ederim.

okmeydanı ssk nın diş hastanesi var. bir git istersen.

(bkz: marmara üniversitesi dişhekimliği fakültesi)

nişantaşında.

zamanında ben de çok araştırdım bu konuyu. çapa'dan randevu almayı başaramadım, ssk okmeydanında yapmıyorlar. marmara üniversitesi'nde yaptırdım ben, tavsiye ederim.

özsüt

sadesi yok mu?

Cafe Di DOLCE-Kurucesme.Yedigim en iyisiydi.Özsütmüş,madoymus hikaye hepsi.

www.alladolce.com

adını hatırlamıyorum ama yerini tarif edeyim. Birkaç kişi gitmiştik ve herkes yediği en güzel cheesecake i yediğini söylemişti.Limonlu yemiştik sadesi de vardır sanırım
Gayrettepe de dedeman otel ve starbucks arasında bir restorant var. Bambiyle ya da starbucks la yanyana. Dedemanın oraya gidersen anlarsın zaten hangisi olduğunu.

schlotzsky's deli bana gore en guzel ıkı cheescake'i yapar. ki onlar değil kek's yapar onlar için. şu kek's bi yerde pastacı acsa dıye yıllardır dusunurum.

en guzeli new york cheescake (vanılyalıdır, dedıgınız sadeye yakın bulabılırsınız) bı de lımonlusu enfes. halt etmıs starbucks, o derece.

kesinlikle maria's cheesecakes. kavacık tarafında bi yerde üretiliyor ve çok az cafede satılıyor, gerçek lezzet arıyorsan düş peşine.

mesaj attım

Palyaço Papi vardı burada.

gidin kavga edin bence, çirkeflik yapın. gürültü yaptığı bir zamanda polis de çağırabilirsiniz. suç teşkil ediyor komşunuzun yaptığı.

düzenli olarak polisi arayın, uğraşmayın. sizde çözümünüzü sağlacak birimleri devreye sokun bi nevi taşeron kullanın, daha verimli olacaktır.

gece 12den önce polis bir şey yapamıyor galiba.

(bkz: alo 176 gürültü hattı)

işe yarar belki.

geceyattıktan sonra kalofer borusuna düzensiz yavas yavas surekli vurun.yalnız alt ust ne varsa etkiler..

bir ups ve sağlam bir ses sistemi edinip arife günü açıp bayram boyu tatile gidin. dönüşte kapatın.

daha yapmıyor.

besıktasta zekı copy acıyor.

kötü ve başarısız bi yer.. 2defa hafta arası 1defa da pazar günü gittim,3ünde de yaptırdıgım işlerde ciddi problemler çıktı.ilkinde yaptıgım ana paftanın murekkebını bozdu aletleri baştan yaptım 4saatlik paftayı,birinde baskıları soluk çıktı hadi dedim belki tek seferlik bi problemdir.. artık en son alt tarafı paftanın fotokopisini çekicekti çizimlerim dışarda kalıcak şekilde çekti fotokopiyi bi de ziyan ettigi tanesine 2milyon verdigim 4 kagıt için paramı geri odemediler!! bi daha da adım atmadım oraya aman dikkat!!

öncelikle geçmiş olsun , tekrar tekrar doktora götürün demek dışında hiç bir fikrim yok sadece destek olmak adına yazmak istedim , umarım en kısa zamanda eski sağlığına kavuşur abin.

merhaba, Allah kolaylık versin. gerçekten zor bir durum, ama ilaçlarını içmesi tek cozum. ve bunu ikna yoluyla başarmalısınız. dediğiniz gibi zeki bir insan, diğer yontemler onu daha da uzaklastırır hem sizden hem kendisinden. bir şekilde iknayla aşmalısınız, sevgiyle. onu anladıgınızı ancak ilaçları kullanmaktan baska bu işin bir yolu olmadıgını anlatmalısınız. o kadar zeki bir insan işleyen bir beyni oldugu için onda hastalık ya da bir sorun olabileceğini kabul etmez. bu zeki insanların antidepresanlara daha mesafeli durması gibi bence, benim ihtiyacım olmamalı mantıgı. ama sunu anlatmalı ki bu mental bir şeyden ziyade, fizyolojik bir şey. bir arkadasım bitirme tezinde şizofreni hastalarının beyin dalgalarını incelemişti. (bu arada teşhisin dogru konuldugu varsayımıyla konusuyorum ama bence bunu da daha derin arastırmakta fayda var, 20 yasından daha geç baslamalı diye biliyorum). konuya donersem, bu araştırmada hastaların beynin bazı bölgelerinin sinyalleri engellediği gorulmustu. yani ya belli bir noktada duruyor ya da bozuk bir biçimde yoluna devam ediyordu. bence kafası calısan bir insana işin bu noktalarını anlatmak, ona senin psikolojin bozuk ilaç kullan, hastanede yat demekten daha makul gibi gorunuyor. umarım duzgun ifade edebilmişimdir, ne kadar hassas bir konu oldugunu gordugum orneklerden de biliyorum, tekrar Allah yardımcınız olsun

öncelikle geçmiş olsun.şizofreni gibi insanı bitirdiği kadar çevresindeki yakınlarını da yıpratan başka bir hastalık yoktur sanırım.sabır diliyorum.

bu hastalık annemde 2 yıl once ortaya cıkmış ve ailemi bombok bi vaziyete sokmuştu. tıbbi ve tıbbi olmayan her turlu tedaviyi denedikten sonra evde olmayacagına karar verip hastaneye yatmaya zor da olsa ikna edebildik. manisadaki ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde 2 ay yattı ve her görüşmeye gidişimizde daha bi iyileştiğini ve düzeldiğini hissettirdi.hastaneden cıktıktan sonra düzenli ilaç kullanımı ve kontroller ile bugune kadar geldik.
şu anda sadece 15 gunde 1 tane iğne vurulmakta ve buyuk ihtimal bu yaz ona da son verilecek.artık cok iyi , aile hayatımız ve sosyal ilişkilerimiz normale dondü diyebilirim.umarım hastanızı ikna edebilirsiniz. soyleyeceklerim bu kadar.geçmiş olsun ve tekrar sabır dilerim.

sozlukte annesi sizofren olan bir yazar vardi, muhtemelen sizofreni basligindan bulabilirsiniz kim oldugunu. belki ona danismak faydali olabilir.

tesekkur ederım.

heyamo, taktır edersınız kı bunca senedır okumadıgımız kıtap kalmadı. nasıl bır hastalık oldugunu bılıyorum. elbette cesıtlerı onlarca olsa da. tesekkurler ama, ilaclarını kullansa da artık eskısı gıbı degıl, bunu anlatmaya calıstım aslında.

jack n brooks, adınıza cok sevındım. dedıgınız gıbı aıle ıcın cok zor. babam bızım evde yasayamıyor artık hatta.

kayranın kedisi, şimdi baslıyorum okumaya. yıne tesekkurler.

selam m g :)

öncelikle; www.yellowpages.com.tr

daha sonra da şöyle anlatalım, ıstıklal caddesının basından geleceklerse tunele gelmeden dartyi gectıkten sonrakı sokaktan saga donup sola donecekler ıkıncı sagda bulunuyor burası. ya da tramwaya bınsınler. eger tunelden geleceklerse, asmalımescıde gıden sokaga gırdıkten sonra sola saga sonra tekrar sola donduklerınde yıne oradalar.

bır de şöyle diyelim, dartyı gectıkten sonra donduler ya sola, hemen ılk sag yaptıktan sonra bıraz ılerde sofyalı meyhanesı bulunur. onun karsısındakı cıkmazda burası.
zaten bu mevkı kucucuk bı yer. cok bısı anlatmaya gerek yok. sorsalar gosterırler

Taksim Meydanindan:

www.parantezbistro.com

Head west on Tak-ı Zafer Cd toward Taksim Myd 25 m
2. Continue onto Anıt Cd 99 m
3. Turn left at Tarlabaşı Blv 1.0 km
4. Continue onto Refik Saydam Cd 130 m
5. Slight left at Karayel Sk 71 m
6. Turn right at Meşrutiyet Cd 350 m
7. Turn left at Asmalı Mescit Cd 140 m
8. Take the 2nd right onto Sofyalı Sk

Destination:


Asmalı Mescid Mah. Sofyalı - Jurnal Sk. No: 1 Tünel-Beyoğlu / ISTANBUL

cok tesekkur ettim. arkadaslarim henuz ayilamadilar ama uyandiklarinda onlar da tesekkur eder eminim:)

ah evet bunu bulmus ıdım, cevırmeden once pazarlamayla ortusecek mı bılemedım, genelde lojıstıkle ılgılı olan yazılar buldum da. cok tesekkur!

not: ozel bırı yok, uc makale ıkı de kıtap kaynagı gosterebılmelıyım

yıldız teknik üniversitesinin karşısındaki caddeden içeriye doğru yürüyün, yol sola kıvrılır. "hakkı yeten caddesi"ni gördüğünüz anda media markt'ı da görürsünüz.

ekstra bilgi için: bkz www.mediamarkt.com.tr

pdf ile yol tarifini alabilirsiniz.

öyle beşiktaş merkez'den 10 dakika yürümelik bir mesafede değil, her şeyden önce yokuş yukarı zaten, üzülürsün. zaten media markt beşiktaş'ta değil fulya'da! @yurdum insanı'nın verdiği link yardımcı olacaktır.

yahu tabıkı kabalcının ordakı sokaktan gırınce dumduz yuruyun. elbette yurume hızınıza gore, 15 dakıkada varırsınız. yıldız teknıkten de yurunur, daha kolay ve kısadır tabıı, en bılındıgı besıktastan geleceksenız boyledır. yokus yukarı da degıl ayrıca? ve yıllardır orada oturan bırı olarak dumduz yuruyup ulasılan bı yerde bulunan bı market ıcın fulya besıktas ayrımını yapmak nedendır?

maps.google.com

yokuş yukarı diyince millet ne anlıyor acaba...

neyse yaklaşık 2 kilometre, kesilmeden yürürüm dersen sen bilirsin tabi.

önemli not: akaretler-maçka-beşiktaş ayrımı diye bir şey varken fulya-beşiktaş ayrımına şaşırmak çok garip geldi....

eğer teşvikiye camii'nden gidicem diyorsan yürümen gereken yol şudur;

maps.google.com

büyük ada

forza büyükada

Hangi adada beach clublar var güzel?

ben de büyükada derim. üşenmeyip aya yorgi'ye de çıkarsın, manzarası süper! heybeli bisiklet ve yüzme için daha uygun gibi ve daha sakin geldi bana heybeli (sakin demişsin de)

ama ben olsam büyükada'ya giderdim -ki gidiciim haftaya kısmetse :)

bisiklet kirala.

sakin ada arıyorsan kesinlikle heybeli.

kınalı'ya gitme

Hikayenin Ikna Edicinin Gucunun Nasil Etkili Oldugunun Anlasilmasinin Onemi

Bu bolum, yarim yuzyil once rayindan cikan hikaye ile ikna yonteminin tekrar nasil dogru yola sokuldugunu gosteriyor. Bu motorun (yontemin) nasil etkili oldugunun onemi pek de abartilamaz. Insanin hikayelere her an her yerde bagli olmasi yeni bir olgu degildir. Lascaux’da Milattan once 16 bin yillari civarinda magara duvarlarina yapilmis resimlerle anlatilan hikayeler, okur yazarlik baslamadan (yazinin icadindan) once oldu. Aristoteles trajedinin gucunu Poetics isimli eserinde tartisti ve bu da Incil hikayelerinin yazilip yayilmasindan cok once oldu. Fabl’lar, trajediler, meseller ve hatta avcilik hikayeleri duygulari daima harekete gecirmis, inanclari ve davranislari etkilemistir. Bugun, reklamcilikta (Deighton, Romer ve McQueen, 1989), yasal sunumlarda (Pennington ve Hastie, 1988) ve ogretimle ilgili eglence sektorunde (Slater, 2002), olaylar dizisi yaygin olarak kullanilmaktadir. Bu sonuncusuna verilebilecek ornekler olarak, Hastalik Kontrol ve Onleme Merkezi , (ABD’deki Hifzissihha’ya benzer koruyucu hekimlik kurulusu-cevirenin notu) Fox televizyonundaki Beverly Hills show’unun yazarlarini, deri kanseriyle ilgili bir olaylar dizisini konu etmeye ve NBC televizyonundaki ER (Acil Servis-cevirenin notu) dizisinin yazarlarini da cocukluk donemi asilarina olan ihtiyac ve antibiyotiklerin gereksiz kullanimi konularini olaylar dizisi seklinde konu etmeye ikna etmislerdir (Sherry, 2002, 221. Sayfa). Harvard Tip Fakultesi’nde, doktorluk egitiminde, ogrencilerin secme hikayeler ve romanlari okumasina dayali bir egitim de verilmektedir. Bu ders, hastalarini ozenle ve insani bir sekilde tedavi edecek doktorlar yetistirilmesi icin tavsiye edilmektedir. (Coles, 1987). Benzeri sekilde, doktorlarin egitiminde edebi kurgu, Columbia Tip Fakultesi’nde verilen ASIL tip egitiminin bir parcasidir (Smith, 2003).

not: hikaye lafini begenmediysen, onun yerine ANLATI da diyebilirsin.

cok cok tesekkurler, narrative ise bahsettıgın sozcuk, öykü olması gerekecek bu ders için, öykülü anlatı, öykülü reklam için falan bir giriş niteliğinde yazı olacaktı.

hemen maydonozluk edip düzeltmeler yapacağım, çünkü mottom "correcting people" :P compadrito eline sağlık. :)

doğru yol dememeliyiz, çünkü yazar böyle dememiş. yolundan çıkmış lokomotifi tekrar rayına oturtmuşlar. sonraki cümle için; "bu yöntemin nasıl işlediğini kavramanın önemi küçümsenemez" (abartmakla bitmez demek istemiş aslında) pek abartılamaz denince başka yollara çıkar.
"fox vıdı vıdı vıdı olayları bu son kullanıma verilebilecek en yeni örneklerdir" diye tersinden al cümleyi.
çeviri doğru ama türkçe bozuk beyav :)

evet ebe, zaten abartmakla bıtmedıgı ıcın onca sey anlatılıyor aşağısında.

son yorumu aranızda halledın, ona bısı dıyemıcem :)

düzeltmelerin ardı arkası kesilmiyorduuu varan 2 :P

ilk cümle: bu bölümde.... anlatılmıştır/bahsedilmiştir.
türkçede göstermek barnahnan veyahut bir resimnen, formüllen yapılır.

pek abartılamaz ne demektir? cümle içinde kullanalım.
ajda'nın son konserindeki kılığı pek abartılamaz.
(anlamını siz çözün hehe)

arkadaşımla aram bozulmasın diye bi de mani şeyettirdim:

yerden yere vurdum seni compadrito
çevirmeye üşendim seni yermek kolay geldi compadrito
ne gayretli, çalışkan adamsın compadrito
padritoların comu musun compadrito

:))) gereklı onem gosterılmez gıbı ıste. yanlıslıkla bı cumle etsek affın yok yanı.

@compadrito, ses ver lütfen.

hic olur mu ebe kardes?
o nasi soz aksam aksam?
sorsan bana ne bilirim?
derim "ebedir ustam!"

zeki copy tabiki.

copyland

Boyle sorarsan, evet, benziyor o dedigine...

subliminal reklam olabilir pekala :))

hiç dikkat etmemiştim evet benziyomuş

kadınlar için tasarlanan bir objenin fallik olması neden şaşırttı ki sizi?
hep böyle bu.
hatta sanıyorum tasarımda, reklamcılıkta öğretilen bir konu.. değil mi yoksa?
japonlarda bayramı bile var.
moneypennydd.files.wordpress.com

www.genderads.com

(kediebesi yine baltalık yaparken yakalandı :P)

reklamların olayı bu. aslında sadece reklamların da değil günahını almayalım yani. koca gökkafes gibi bir örnek varken bunlar bana çok çarpıcı gelmiyor :)

evet sasırtmasın, kediebesinin söylediği gibi reklamcılık derslerinin hepsinde öğrendiğimiz, reklam projelerinde de uyguladığımız şeyler bunlar.

ama erkekler için olanı?

www.rexona.com.tr

"hiç de memeye benzemiyor" - kibritsuyu, 2010

@kibritsuyu
fallik objeler sadece kadınlar için çalışmaz. :)
o zaman calvin klein niye büle reklam yapsın deel mi ama?
www.parfiumionline.com

ayrıca rexona erkekte de ince bel durumu var. direkt kadın bedenine gönderme bu fallik değil.

ben hisarönünde london hotel de kalmıstım gecen sene. hotelın hem kendı bahcesı var, barı var, (genelde oyle degıl ordakı uygun hoteller) cok huzurlu ve barlar sokagında:) kahvaltı dahıl kısıbası 40 lıra vermıstık.

nickinden yola çıkarak söylüyorum hatun kendinden tiksinmiş olabilir.

sevinc gozyaslaridir, ya da timsah gozyaslari, bilemedim. sen de bilemezsin, kadinlarin neye agladigini kendilerinden baska kimse bilmez.

seni sevmiyordur ya da aklinda baska birisi vardir, pismanlik duyuyordur ama seni de istiyordur. bu celiskiden dolayi aglar.

Kayranin kedisi ve jugadorun cevaplarini tiklemelisin.

(seks ile bayan kelimesinini aynı cümlede kullanılmasına dikkat çekmek istiyorum)

"bayan" dediğimiz canlı türü böyle işte, duygu geçişleri çok ani ve etkili olabiliyor. kendisi devam etmek istediyse * de nasıl biri olduğuna bağlı olaraktan durup sorabilirsiniz.

ilişki esnasında ölen akrabaları aklına gelip ağlayan bile duydum (arkadaştan, valla bak)

seni sevmese, aklında başka biri olsa ilişkiden kaçar. neticede zorlamıyorsundur heralde.

duygusal boşalma ve hassasiyet sebebi ile ağlamış.

bu kadarcık detay ile yorum yapmak zor ama;

nedir ne değildir bilemem. bu kişinin uzun süredir içinde tuttuğu birtakım şeyler varmış. sanırım seks esnasında biraz rahatlamanın ardından bir anda aklına bunlar gelmiş. o rahatlığın etkisi ile. senide kendine yakın hissetmiş olmalı. böyle bir tepki vermiş.

öpmeye devam etmesi aslında 2 şey olabilir bir şevkat istegi ikincisi senin keyfini bozmak olayı bok etmek istememiş olabilir.

her haliakarda ağlama olayının seninle ilgisi yok gibi görnüyor.

ayrıca bir insanın fiziksel acı yüzünden ağlaması ile duygusal bir tepki sebebiyle ağlaması arasında yüz mimikleri açısından dağlar kadar fark var.

aklında başka biri var, kendinden tiksinmiş konusuna katılmıyorum. bunlar olsaydı tepkisi ve izlediği yol çok farklı olurdu. misal kaçıp gitmek isterdi.

taksimde kurabiye sokakta öyle bir tezgah var.
ayrıca yıne taksımde pandora'nın oralarda sahaflar var.

beyoğlu sahaflar çarşısı.

@madagaskar

tam olarak nerdedir beyoğlu sahaflar çarşısı ?

galatasaray lısesının karsı sokagındakı pasajda.

İngiliz Konsolosluğu'nun karşısında "Kitap için" diye bir yer vardı, hala var mı bilmiyorum. Orada ucuz kitaplar vardı. Beyoğlu sahaf cennetlerinden biridir, onlara da uğramadan geçmeyin.

gs lisesi karsisinda neron cafe var onun yanindaki pasaj
sonra tramvayla giderken istanbul universitesi karsisinda 4 katli bi bina var en ustunde kirmizi yaziyla KITAPCILAR yazar ona gir, onun 2-3 yanindaki binada ozbek carsisi var ona da git.

cangöz var tünelde. genelde en ucuz o satar. muzık aletı satan yerler yanyana oldugu ıcın bı bes on dakıka gezıp fıyat da alabılırsınız.

internettenden almanda iyi bir alternatif olabilir ama kadıköy de kadıköy çarşısının içinde enstruman dükkanları var.istanbul piano da görece daha çok model mevcut.

ne tür bir mızıka istiyorsun ? Aradığın bir ton var mı ?